Aslında hikayemin son noktalarından biri bu anahtarlık, şu zamanlardaki mutluluğumun en büyü sebebi. Ancak bunun hikayesini sizlere zamanı gelince anlatacağım :)
Yasemin'im bana uzun zamandır bir blog aç diyordu, benim cesaretimi toplayıp bir blog açmam biraz uzun sürdü ve Blogumu açtım. blog açıldıktan sonra da "Hülya yaşadıklarını olumsuz-olumlu yönlerini, örgü oyuncaklarla nasıl tanıştığını mutlaka ama mutlaka bloğunda paylaşmalısın" diye ısrarları başladı. En son dün akşam konuştuk ve dünkü mutluluğumu paylaştım onunla (ee her zaman kötü geçirdiğim zamanları paylaşmayacağım ya) mutluluktan karşılıklı ağladık bile :) ve bana gayet ciddi bir şekilde "ARTIK YAZMALISIN" dedi gözlerinin yaşını silerek. Ben de biraz söz dinlemeliyim dedim dün gece yatarken. Veee başlıyorum..
2011 Eylül ayında başladı her şey. Duş alırken tesadüfen koltuk altımda fark ettiğim ama o sıralar önemsemediğim bir kitle ile başladı. Önemsemememdeki en büyük etken oğlumu emziriyor olmam, Oğluum canım Toprak'ım henüz 6 aylıktı Eylül aynda. İş yerimdeki doktorumuz Müge hanıma görünmekte fayda var dedim yine de. Kendisi hemen beni muayene etti. Sağ göğsümde de kitlelerin olduğunu fark etti ve emzirdiğim için hemen bir ultrason çektirmem gerektiğini belirtti. Ultrason çektirdim. sonuçları 2 gün sonra çıktı. Müge hanım benden önce görmüş sonuçları. emzirdiğim için o da başlarda şüphelenmemişti ama hiçbir zaman tedbirini elden bırakmadı. sonuçlar alındıktan sonra koltuk altımdaki kitlenin iltihabik, göğsümdeki kitlelerin de süt bezesi olabileceğini söyledi. hemen bir antibiyotik tedavisine başladı.
Antibiyotik tedavim bir hafta sürdü. bir hafta sonunda tekrar Müge hanıma gittim, tekrar muayene etti ve koltuk altımdaki kitlenin hiç küçülmediğini, kötü bir şey olma ihtimalinin düşük olduğunu ama mutlaka ve mutlaka bir meme cerrahına görünmem gerektiğin açıkladı. Kötü bir şey çıkma ihtimalini bende hiç ama hiç düşünmüyorum o zamanlarda oğlumu halen emziriyordum, şu anda 5 yaşında olan kızımı da 1 yıl boyunca emzirmiştim. 26 yaşında sigara kullanmamış, içkisi olmayan ailesinde hiç meme kanseri vakkası bulunmayan birisiydim.
Müge hanım bana şu anki genel cerrahım olan Prof. Dr Cihan Uras'ın telefon numarasını verdi ve en kısa zamanda gitmem için beni sıkı sıkı tembihleyip gönderdi. benim aklıma kötü hiçbir şey gelmediği için ben randevu almamayı düşünüyorum. Eşim ile aynı iş yerinde çalışıyoruz. her akşam bana ne olduğunu ve gelişmeleri soruyordu. Ben de olduğu gibi her şeyi anlatıyordum. aradan 1-2 gün geçti. Müge hanım ile karşılaştık ve bana randevu günümü sordu ben de daha almadığımı ama alacağımı söyledim. Müge hanım benim randevu almayacağım anlamış ve eşimi aramış. Mutlaka ama mutlaka meme cerrahına görünmem gerektiğini ona da ayrıca tembihlemiş. akşam eşim bana Müge hanımın onu aradığını söylemeden "Sen cihan beyden randevu al bir bakalım içimiz rahatlasın, koltuk altındaki kitle ne imiş bakalım" dedi. Ertesi gün randevu almak için hastaneyi aradım Cihan beye muayene olabilmek için ancak 8 gün sonrasında boş yer bulabildim.
Bu günlük bu kadar.. ben devam etsem şimdi hepsini yazarım ama siz okurken sıkılırsınız diye korkuyorum :) daha sonra görüşmek üzere... :)